Anektod
Forum Üyesi
- Katılım
- 11 Ocak 2021
- Mesajlar
- 199
- Tepkime puanı
- 0
Giordano Bruno (1548; Nola,
Soylu bir ailenin çocuğu olarak 1548 yılında
Dinsizlik ile suçlandığı için hiçbir yerde kalıcı olarak yaşayamadı, sürekli gezdi. Cenevre'ye geçti, ardından Güney
Giordano Bruno, "Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar." demiştir...
Ölüm kararını Bruno'ya bildiren yargıç, ondan şu cevabı almıştır: "Ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz". Kilisenin bu kararı, 1600 yılının şubat ayında,
Bruno evrenin sonsuzluğu yanında evrenin birliği ilkesini de benimser. Buna göre
"Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım." Düşüncelerinin açıklanmasının kendisi için çok tehlikeli olduğunu bildiği halde, yukarıdaki cümlesinden de anlaşılacağı gibi, yazı ve konuşmalarında düşüncelerini hep böyle açıkça ifade etmiştir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
- 17 şubat 1600;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
),
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
filozof, rahip,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biridir ve şair yönüyle de edebiyata en yakın duranıdır. Ona doğacı coşkunluğun düşünürü de denilebilir. Aristotelesçi kapalı evren görüşünden ilk sıyrılanlar arasında yer alan İtalyan filozof,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'in tezini savundu. Evrenin sonsuz ve eşdağılımlı olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi. Aykırı görüşler beslediği için 1600 yılında Roma Katolik Kilisesi'nin
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
mahkemesinde yargılanıp sapkın ilan edildi ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'da diri diri yakılarak idam edildi. Soylu bir ailenin çocuğu olarak 1548 yılında
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'nın
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
kasabasında dünyaya geldi. On dört yaşındayken
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
tarikatına girdi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ile tanışınca, Bruno tarikat mensubu bir kişi olmaktan sıyrıldı ve buna bağlı olarak Hristiyan inancıyla arasındaki bütün bağları koparttı. Kiliseye karşı bir sistem içinde yer aldığından din sapkınlığı ile suçlandı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
baskısından kurtulmak için Roma'ya ve ardından Kuzey İtalya'ya kaçtı. Dinsizlik ile suçlandığı için hiçbir yerde kalıcı olarak yaşayamadı, sürekli gezdi. Cenevre'ye geçti, ardından Güney
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'da devam etti yaşamına. 1582 yılında
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
nde bir kürsü elde etti. Londra'da yapıtlarının bir bölümünü bastırdı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'dan kısa bir süreliğine yine Paris'e geçen Bruno, bu defa da
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'ya gitti ve eserlerini yayımlatma çabalarını sürdürdü. Daha sonra
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'e geçen Bruno, bir İtalyan aristokrat tarafından
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'e davet edilince bu daveti kabul etti. Burada
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ile tanıştı. Ama Mocenigo adlı bir aristokratla çatışınca, onun tarafından Engizisyon'a teslim edildi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ona, düşüncelerinden vazgeçmesi ve sonsuz evren görüşünün din sapkınlığı olduğunu kabul etmesi durumunda kilise tarafından affedileceği söylendi. Ama o, gördüğü bütün işkencelere karşın, görüşlerinden taviz vermedi ve ölüme mahkûm edildi. Giordano Bruno, "Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar." demiştir...
Ölüm kararını Bruno'ya bildiren yargıç, ondan şu cevabı almıştır: "Ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz". Kilisenin bu kararı, 1600 yılının şubat ayında,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
'da
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
meydanında Bruno'nun diri diri yakılması ile yerine getirildi. Bruno evrenin sonsuzluğu yanında evrenin birliği ilkesini de benimser. Buna göre
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
temel alınan gök ile yer ayrılığını reddeder. Bruno, Tanrı'nın ve evrenin birbirinden farklı iki töz olmadığı, ama aynı gerçekliğin iki sonsuz görünümü olduğunu kabul eder. Ona göre her şey Tanrısal kuvvetin görünüşüdür: "Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım." Düşüncelerinin açıklanmasının kendisi için çok tehlikeli olduğunu bildiği halde, yukarıdaki cümlesinden de anlaşılacağı gibi, yazı ve konuşmalarında düşüncelerini hep böyle açıkça ifade etmiştir.