Ad Kavmi

SiyahLi

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
2 Mayıs 2020
Mesajlar
3,512
Tepkime puanı
8
Takım
Beşiktaş
AD KAVMİ

Kur'an'da adı geçen eski bir Arap kavmi.

Hz. Adem* (a.s.) ile başlayan tevhid mücadelesinin mahiyeti, Kur'an-ı Kerim'de kıssalar yoluyla insanlara tebliğ edilmiştir. Esasen kıssaların nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret alınmasıdır. Meydana gelen olayların sebeblerini iyi tesbit etmek ve aynı hataları tekrarlamamak esastır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Andolsun onların kıssalarını açıklamada selim akıl sahipleri için birer ibret vardır. Bu (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden evvel indirilen kitap'ların tasdiki, (Dine ait) her şeyin tafsilidir" (Yusuf, 12/111) hükmü beyan buyurulmuştur. Dikkat edilirse selim akıl sahiplerinin ibret alması ön plandadır.

Ad kavminin yaşadığı beldenin ismi Ahkaf'tır. Müfessirler Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin, bu isimle anıldığını kaydederler.

Kur'an-ı Kerim'de: "Ad (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve "Kuvvetçe bizden daha güçlü kimmiş!.." dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ı -ki o, bunlardan pek kuvvetlidir- hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mu'cizelerimizi bilerek inkar ediyorlardı". (el-Fussilet, 41/15) hükmü beyan buyurulmuştur. Fiziki yapıları hakkında değişik rivayetler vardır. Fakat gerek boy, gerek fiziki güç olarak, gayet kuvvetli oldukları bilinmektedir. Hz. Adem (a.s.)'in boyunun altmış zira (arşın) olduğu, Buhari'de kaydedilen haberlerle sabittir. Kendisinden sonra gelen nesillerin giderek kısaldığını iddia edenler, Ad kavminin boyunun altmış ziradan aşağı olduğunu ifade etmişlerdir. Bazı müfessirler ise, Ad kavminin, boy itibariyle Hz. Adem'den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır (Kurtubi, XX, 48; Buhari, Enbiya, I; İbn Hanbel, II, 3 1 5-325).

Hz. Hud döneminde Ad kavminin lideri şeddad'tır. Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir. Heykeller çevresinde geliştirdiği siyasi yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşru gösterme gayretinde olmuştur. (eş-şuara, 26/130; Hud, 11/59). Bu lider Hz. Hud (a.s.)'un tebliğine muhatap olmuştur. Fakat gerek kendisi, gerek kavmi, vahye karşı, heykellerine (putlarına) ön planda yer veren mevcut siyasi yapıyı savunmuştur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "İşte Ad kavmi!.. Onlar Allah'ın ayetlerini bilerek inkar ettiler. Peygamberlerine isyan ettiler. Böylece başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler. Onlar bu dünyada da, kıyamet gününde de lanet cezasına tabi tutuldular" (Hud, 11/59-60) hükmü beyan buyurulmuştur.

İnsanlara kuvvetle ve silahla galip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir. Nitekim Ad kavmi heykel'lere izafe edilen siyasi teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lanetlenmiştir. Esasen İslam'ın dışındaki bütün sistemler temelde zulme* ve zorbalığa dayanırlar.

Ad kavmi, gerek siyasi, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü!.. "Bağ-ı İrem" diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir, dillere destan olmuştu!.. Kur'an-ı Kerim'de: "Ey Muhammed, Rabbinin, ülkelerde benzeri yaratılmayan, sütunlara (büyük saraylara) sahip İrem şehrinde yaşayan Ad kavmine ne yaptığını görmedin mi?" (el-Fecr, 89/6-8) denilmek suretiyle, bu mahiyet meydana konulmuştur. Fakat heykellere (putlara) tapan Ad kavmi, zorbalıkta ve zulümde de şöhret sahibiydi!.. Yeryüzünde kendilerinden daha güçlü hiçbir şeyin bulunmadığına inanmışlardı. Kendi içlerinden Hz. Hud* (a.s.)'a peygamberlik görevi verildiğinde, büyük bir mücadele başladı. Akılları ve bilimsel teorileri, zorbaların safında yer almak gerektiğini esas alıyordu. şimdi bu mücadeleyi Kur'an-ı Kerim'i esas alarak özetleyelim: "Hani kardeşleri Hud onlara: "Allah'dan korkmaz mısınız?" demişti. "şüphesiz ben size gönderilmiş, emin bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat* edin. Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatım alemlerin Rabbinden başkasına aid değildir. Siz her yüksek yerde bir alamet (saray, kule) bina edip, eğlenir misiniz? Tutup yakaladığınız vakit,zorbalar gibi yakalar mısınız? Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin. Size bilip durduğunuz şeylerden (nimetlerde) yardım eden, size davarlar, oğullar, bağlar, ırmaklar ihsan eden Allah'tan sakının. Ben cidden üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum." (eş-şuara, 26/124-135)

Bu tebliğ karşısında Ad kavminin ileri gelenleri, ulusal çıkarlarını bahane ederek, iftira kampanyasını başlatırlar.

"(Ad) kavminin ileri gelenlerinden kafir bir cemaat de: "Biz seni muhakkak bir beyinsizlik içinde görüyoruz. Seni muhakkak yalancılardan sayıyoruz" dedi. (Bunun üzerine Hud) "Ey kavmim" dedi. Bende hiç beyinsizlik yoktur. Fakat ben alemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim. Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum. Ben sizin emin bir hayırhahınızım. Size o korkunç akıbeti haber vermek için içinizden bir kimse (vasıtasıyla) Rabbinizden size bir ihtar gelmesi tuhafınıza mı gitti? Düşünün ki o, sizi Nuh kavminden sonra hükümdarlar yaptı, size yaratılışta onlardan ziyade boy-pos (ve kuvvet) verdi. O halde Allah'ın nimetlerini unutmayıp hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz." (el-A'raf, 7/66-69).

şeddad'ın çevresinde yer alan politik güçler, Hud (a.s.)'un tebliğine engel olabilmek için, değişik yöntemlere başvuruyorlardı:

"Dediler ki: "Sen bize yalnız Allah'a kulluk* etmemiz, atalarımızın ibadet etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde sıddıklardan (doğru sözlülerden) isen bizi tehdit etmekte olduğun şeyi (azabı) getir bize!.." (el-A'raf, 7/70).

" Bize, bizi ilahlarımızdan (heykellerimizden, putlarımızdan) alıkoymak için mi geldin? Doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir." (el-Ahkaf, 46/22).

"Dediler ki: "Ey Hud!.. Sen bize açık bir mucize* getirmedin. Biz de senin sözünle tanrılarımızı (heykellerimizi, putlarımızı) bırakmayız. Senin söylediklerine inanıcılar da değiliz. Biz: "Tanrılarımızdan bazıları seni fena çarpmış " (demekten) başka bir şey söylemeyiz." (Hud, 11/53-54).

Hud (a.s.)'un tebliği* karşısında iyiden iyiye hırçınlaşan Ad kavmi, heykellerinin kendilerini koruyacaklarından oldukça emin görünüyordu. Hakimiyetin kayıtsız-şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi. Bu hakimiyetlerini, heykellerinin ifade ettiği ideolojileri sayesinde sürdürdüklerini kabul ediyorlardı. Sürekli olarak;

"Biz aza...ba uğratılacak da değiliz" (eş-şuara, 26/138) diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı. Hud (a.s.)'un tebliğini kabul eden müminlere, işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Ad kavmi alay ederek: "Haydi tehdit ettiğin azabı getir" sloganına sarılmıştı!.. Kısa bir süre sonra azabın belirtileri görüldü. Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı. Ünlü İrem bağları birer birer yok oluyordu. Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu. O yiğit yapılı, güçlü kuvvetli insanlar bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi. Bu noktada Hud (a.s.) yeniden tebliği denedi ve;

"Eğer şimdi yüz çevirirseniz (ne diyeyim). Ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu tebliğ ettim. Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de, ona (Allahü Teala 'ya) hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. şüphesiz ki benim Rabbim her şeyi koruyandır" (Hud, 11/57) dedi.

Ad kavminin şeddad ve çevresinin geliştirdiği ideolojiyle beyni yıkanmıştı!.. Heykellerinin izinden ayrılmıyorlardı. Belirli bir süre sonra her zaman yağmur getiren bulutların geldiği yönde bir bulut gördüler, sevindiler. Çünkü kuraklığı "tabiat kanunlarıyla" açıklama adetleri vardı. Bunun "Allahü Teala (c.c.)'nın bir ihtarı" olduğunu kabule yanaşmıyorlardı. şimdi hadisenin cereyan ediş şeklini Kur'an-ı Kerim'den öğrenelim:

"Artık onu (azabı) vadilerine doğru gelen bir bulut halinde görmüşlerdi. Dediler ki: "Bu bize yağmur verici bir buluttur." (Hud) "Hayır" (dedi) bu çarçabucak gelmesini talep ettiğiniz (bu hususa beni sıkıştırdığınız) şeydir. Bir rüzgardır ki, onda elem verici bir azab vardır. O (Rüzgar) Rabbimin emriyle her şeyi helak edecektir." (el-Ahkaf, 46/24-28).

İnkarcı Nuh kavmi tufan sonucu helak edilmişti!.. Ad kavmi ise, korkunç bir rüzgarla, şirk'in ve zulmün cezasını bu dünyada gördü:

"Ad kavmi (Peygamberleri Hud'u) yalanladı. İşte benim azabım (ve bundan evvel) tehditlerim nice imiş (düşünün). Çünkü biz (haklarında) uğursuz ve (uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üstüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik. (Öyle bir fırtına) ki, insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi ta temelinden kopar(ıp, helake) uğratıyordu" (el-Kamer, 54/18-20).

Bu azab sırasında Hz. Hud (a.s.) ve beraberinde bulunan müminlerin durumu ne olmuştu? Bunu da Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz:

"Hud'u ve beraberindeki iman edenleri rahmetimizle kurtardık. " (el-Araf, 7/22).

Ad kavminin durumu, bütün insanlara büyük bir ibrettir. Politik ve ekonomik güçlerine güvenerek şirki ve zulmü yaymak için gayret sarfeden, bütün müstekbir'lerin zaferleri geçicidir!.. Elbette azabın en şiddetlisine şahid olacaklardır. Kısacık dünya hayatı için zorbalara boyun eğen ve şirkin hakimiyetine razı olanlar Ad kavmini asla unutmamalıdırlar.
 
Benzer konular Forum Tarih
SiyahLi Islami Ansiklopedi 0 441
SiyahLi Islami Ansiklopedi 1 539
SiyahLi Islami Ansiklopedi 0 430
SiyahLi Islami Ansiklopedi 0 366
SiyahLi Islami Ansiklopedi 0 266

Benzer konular

İçerik sağlayıcı "paylaşım" sitelerinden biri olan Harbimekan.Com Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Harbimekan.Com sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için info@harbimekan.com yada iletişim sayfası üzerinden iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 3 Gün (72 Saat) içerisinde Forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.

Bu Site, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı Üyesidir.

Yığıntı - 8kez - kaynak mağazam - Uğur Ağdaş