Arayışta olduğunuz bir zamanda mıydı? Hayaller beyaz atlı prens mi yoksa tek kullanımlık kaslı bir adam mıydı? Belki niyetiniz sadece masum bir akşam yemeğiydi, belki de işler beklediğinizden çok farklı bir şekilde gelişti. Uzun vadeli planlar size göre değildi, kariyer ve gelecek planları yapılacaklar listesinde ilk beşteydi. Zaten nişanı, kınası, görümcesi, kaynanası hiç de sizin kafanıza uygun kavramlar değildi. Arkadaşlarınız sizin için yeterdi, ikinci bir aile için gereken sorumluklar bünyenize biraz fazla gelirdi. Zaten en uzun süren ilişkiniz en fazla iki ayken, kim böyle şeylerin lafını edebilir; evlilikti, çoluk çocuktu, bunların hayalini kurabilirdi?
Ancak işler öyle gelişmedi. Yemek sonrası, birer kahve içildi, ardından başka bir mekana geçildi. Gecenin sonu tabii ki çift kişilik yatağınızda bitti. Belki bu sefer biraz garipti. Kahvaltılar, akşam yemekleri, sinemalar derken işler nasıl bu kadar hızla gelişti? Artık biraz kontrollü olma vaktiydi. Siz ki bir yere gitmek için sadece küçük bir sırt çantasına ihtiyaç duyan, uzun vadeli plan yapmakla uzaktan yakından ilişkisi olmayan, evlilik denilince arkasına bakmadan koşar adım kaçan biriydiniz. "Akışını bırakalım" derken, bir anda kendinizi nasıl böyle bir durumun içinde buluverdiniz?
Karar vermek için nikah memurunun soracağı soruyu mu beklemek isterdiniz, yoksa bir an önce geri vitese takıp içinde bulunduğunuz durumdan çıkmayı mı yeğlerdiniz? Karşınızdaki insanın hislerini, kafasından geçenleri de düşündüğünüzde kendinizi geri dönülemez bir yolda buluverdiniz. E bir de bağlanmaktan kaçan, duyguları anlamaktan zorlanan ve her daim bildiğini okuyan özgürlük delisi bir Kova ya da başladığı hiçbir işin sonunu getiremeyen, çabuk karar değiştiren, kesin çizgileri sevmeyen değişken bir İkizlerseniz, nikah defterine imza atma aşamasına gelmeden iyice bir düşünmelisiniz.