- Katılım
- 29 Mart 2020
- Mesajlar
- 5,837
- Tepkime puanı
- 0
- Takım
- KayseriSpor
Enerjinin Korunumu İlkesi Hakkında Bilgi
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Enerjinin Korunumu İlkesi
Enerjinin Korunumu
Enerjinin korunumu ilkesi son derece geniş kapsamlıdır. Mekanik, termal, optik, elektrik ve kimyasal türden pek çok olguları kapsar. Bu ilkeye, 18. yüzyılda yapılan çalışmalar sonucunda ulaşılmıştır.
18. yüzyılda fizik alanında yapılan deneyler, ısı ile mekanik iş a-rasında bir ilişki olduğunu göstermekteydi. Bu alanda ilk önemli atılım, Fransız mühendis Sadi Carnot (1796-1831) tarafından atılmıştır. Carnot yakıtla iş arasındaki ilişkiyi saptamak için deneylere girişti. Bu deneylerini, belli miktardaki yakıtla ne kadar iş elde edilebileceği ve en az yakıtla en çok işin nasıl sağlanabileceği konu-sunda yoğunlaştırdı. Böylece ısı ile iş arasındaki ilişkiyi belirleyen Carnot, ısının yüksek sıcaklıktan alçak sıcaklığa düşmesinin enerji ürettiğini ortaya koydu.
1841 yılında, Alman bilim adamı J. Robert Mayer, yaptığı bir deneyde, havanın sıkıştırılması ile sıcaklığın meydana geldiğini gösterdi. Bu deney, kinetik enerjinin ısıya, ısının da kinetik enerjiye çevrilebileceğini açıkça ifade etmekteydi 1847'de James Prescott Joule (1818-1889), bir elektrik devresinde, bataryadan harcanan enerjinin, bu elektrik devresinde oluşan ısıya eşit olduğunu belirledi. Aynı zamanda bu enerji, bataryanın çalıştırdığı motorun mekanik işiyle de doğru orantılı idi. Aynı yıl, Alman fizikçi Hermann Helmholtz (1821-1894), bir yazısında, enerjinin korunumu ilkesini yayınladı.
Enerjinin korumunu ilkesi, enerjinin yoktan var edilemeyeceğinin ve yok edilemeyeceğinin ifadesidir. Enerji, ancak bir biçimden başka bir biçime dönüşebilir. Bu ilke daha sonra, termodinamiğin birinci yasası haline gelecektir.
Termodinamiğin ikinci yasası ise, Carnot'un çalışmaları sonucu-da ortaya çıkmıştır. Carnot, buhar makinaları üzerinde çalışırken, ısının mekanik işe dönüşmesi için sıcak bir noktadan daha soğuk bir noktaya geçmesi gerektiğini prensip olarak belirlemişti. Bu prensip daha sonra, İngiltere'de Lord Kelvin (1824-1907) ve Almanya'da Rudolf Clausius (1822-1888) tarafından termodinamiğin ikinci yasası halinde ortaya kondu.
Bu ilkeye göre, her ne kadar bir enerji değişiminde enerji yok edilemezse de harcanabilir.
Enerjinin korunumu, fiziğin temel ilkelerinden biri. Enerji birçok farklı biçim alabilir (ısı enerjisi/elektrik enerjisi, mekanik enerji, ışıma enerjisi, vb.) ve çeşitli işlemler sırasında bir biçimden öbürüne dönüşebilir. Sözgelimi, otomobilde aracı yakıtın kimyasal enerjisi hareket ettirir; yakıt enerjisi ısıya dönüşerek motorun ısınmasına yol açar ve hareketi sağlayan mekanik enerji ile lastiklerin yola sürtünmesini yenmeye yarayan sürtünme enerjisini üretir. Enerjinin korunumu ilkesine göre yakıtın kimyasal enerjisi, araca hareket veren ve bu hareketi sürdüren bütün gbür enerjilerin toplamına eşittir.
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Enerjinin Korunumu İlkesi
Enerjinin Korunumu
Enerjinin korunumu ilkesi son derece geniş kapsamlıdır. Mekanik, termal, optik, elektrik ve kimyasal türden pek çok olguları kapsar. Bu ilkeye, 18. yüzyılda yapılan çalışmalar sonucunda ulaşılmıştır.
18. yüzyılda fizik alanında yapılan deneyler, ısı ile mekanik iş a-rasında bir ilişki olduğunu göstermekteydi. Bu alanda ilk önemli atılım, Fransız mühendis Sadi Carnot (1796-1831) tarafından atılmıştır. Carnot yakıtla iş arasındaki ilişkiyi saptamak için deneylere girişti. Bu deneylerini, belli miktardaki yakıtla ne kadar iş elde edilebileceği ve en az yakıtla en çok işin nasıl sağlanabileceği konu-sunda yoğunlaştırdı. Böylece ısı ile iş arasındaki ilişkiyi belirleyen Carnot, ısının yüksek sıcaklıktan alçak sıcaklığa düşmesinin enerji ürettiğini ortaya koydu.
1841 yılında, Alman bilim adamı J. Robert Mayer, yaptığı bir deneyde, havanın sıkıştırılması ile sıcaklığın meydana geldiğini gösterdi. Bu deney, kinetik enerjinin ısıya, ısının da kinetik enerjiye çevrilebileceğini açıkça ifade etmekteydi 1847'de James Prescott Joule (1818-1889), bir elektrik devresinde, bataryadan harcanan enerjinin, bu elektrik devresinde oluşan ısıya eşit olduğunu belirledi. Aynı zamanda bu enerji, bataryanın çalıştırdığı motorun mekanik işiyle de doğru orantılı idi. Aynı yıl, Alman fizikçi Hermann Helmholtz (1821-1894), bir yazısında, enerjinin korunumu ilkesini yayınladı.
Enerjinin korumunu ilkesi, enerjinin yoktan var edilemeyeceğinin ve yok edilemeyeceğinin ifadesidir. Enerji, ancak bir biçimden başka bir biçime dönüşebilir. Bu ilke daha sonra, termodinamiğin birinci yasası haline gelecektir.
Termodinamiğin ikinci yasası ise, Carnot'un çalışmaları sonucu-da ortaya çıkmıştır. Carnot, buhar makinaları üzerinde çalışırken, ısının mekanik işe dönüşmesi için sıcak bir noktadan daha soğuk bir noktaya geçmesi gerektiğini prensip olarak belirlemişti. Bu prensip daha sonra, İngiltere'de Lord Kelvin (1824-1907) ve Almanya'da Rudolf Clausius (1822-1888) tarafından termodinamiğin ikinci yasası halinde ortaya kondu.
Bu ilkeye göre, her ne kadar bir enerji değişiminde enerji yok edilemezse de harcanabilir.
Enerjinin korunumu, fiziğin temel ilkelerinden biri. Enerji birçok farklı biçim alabilir (ısı enerjisi/elektrik enerjisi, mekanik enerji, ışıma enerjisi, vb.) ve çeşitli işlemler sırasında bir biçimden öbürüne dönüşebilir. Sözgelimi, otomobilde aracı yakıtın kimyasal enerjisi hareket ettirir; yakıt enerjisi ısıya dönüşerek motorun ısınmasına yol açar ve hareketi sağlayan mekanik enerji ile lastiklerin yola sürtünmesini yenmeye yarayan sürtünme enerjisini üretir. Enerjinin korunumu ilkesine göre yakıtın kimyasal enerjisi, araca hareket veren ve bu hareketi sürdüren bütün gbür enerjilerin toplamına eşittir.